|


Öncelikle Neyi Değiştirmeliyim?

Hepimiz yaşayarak çok iyi öğrendik; bir yerde başarının olması için bir çok somut faktörden bahsedilir ama belki de daha önemlisi zihinsel ve duygusal tutumumuzdur. Çünkü bizim dışımızda  gibi gerçekleşen ve mazeret olarak gördüklerimiz zihnimizdeki kararsızlıkların yansımasıdır, zihnimizde  bizi engelleyen kalıplardır ve aslında nelerin değiştirilmesi gerektiğini bize söylemektedir.

Bazen öyle olayların içinde oluruz ki anlatmak mümkün değil yaşanması gerekir. İşte bu türden bir vaka:

“İki yaşında kız hasta. Ne konuşuyor, ne de söylenenleri anlıyor. Zaman, yer ya da kişi kavramı yok. Yalnız, nasıl oluyorsa, kendi adı söylendiğinde tepki veriyor. Ne görünüşü için bir çaba sarf ediyor ne de bakım yapılırken yardımcı oluyor. Onu hep başkaları besliyor, yıkıyor ve giydiriyor. Dişleri yok, yiyeceklerin püre halinde verilmesi gerekiyor. Yutması iyi gelişmemiş, gömleği salyalarından dolayı sürekli leke içinde. Yürümüyor. Uykusu sürekli düzensiz. Gece yarısı uyanıp çığlıklarıyla herkesi uyandırıyor. Biri gelip onu yatıştırana kadar da feryat figan ağlıyor ve bağırıyor.”

Ben de size soruyorum. Böyle bir çocuğun bakımını geçici olarak değil, her gün hayat boyu devamlı olarak üstlenebilir misiniz? Sizlerden sanki aynı cevabı duyar gibiyim. Bu gücü kaçımız kendimizde görebildik? Evet ben yapabilirim diyen kimse sanıyorum olmadı. Yardımsever olmadığımız için değil, hatta okurken bu çocuğa yardım edebilmeyi çok istedik ama işin zorluğunu düşününce bu güce sahip olmadığımızı, başaramayacağımızı düşündük. Hatta bazılarımız bize  bunun için para verseler bile yapamam, bu güç bende yok dedik.  Peki, hasta ile ilgili bir küçük bilgi daha ekliyorum; bu çocuk kendi çocuğunuz. Şimdi bir kere daha düşünün.

Evet, hani yapamazdık, bu güç bizde yoktu. Biraz önceki düşüncelerimiz nasıl bir anda tersine döndü? Nasıl bir anda böyle bir güce sahip olduk? Bir dakika önce kesinlikle bunu yapamaz gibi görmüştük kendimizi.

İşte bir işe başlarken önce hedef konulur, sonra inanılır, böylece mazeret olarak kullanılabilecek tüm dış etkenler bertaraf edilir. Bunu yapmazsak her türlü dış etken hedefimize varmada gücümüzü azaltıcı etki gösterecektir.. Öncelikle bize zor  gözüken; gireceğimiz sınava, çalışmamız ve öğrenmemiz gereken derslere ait önyargılarımızı yok etmeliyiz. Bu işlere motive olabilmekte bizlerin önündeki en büyük engel aslında kendi ön yargılarımızdır.

Konuyu çok güzel dramatize etmesi yönüyle  Dr. Paul Ruşkin’in derste öğrencilerine anlattığı bir hastayı sizlerle paylaştım. Dr. Ruskin öğrencilerine böyle birinin bakımını üstlenip üstlenemeyeceklerini soruyor.  Onun öğrencileri de bu çocuğun bakımını yapamayacaklarını söylüyor. Ancak Dr. Ruskin, kendisinin bunu büyük bir zevkle, yorulmadan, gece gündüz gözetmeden yaptığını, tüm yaşamı boyunca da yapabileceğini söylediğinde öğrencileri çok  şaşırıyor. Çünkü bu hasta doktorun kendi çocuğudur.

Dr. Erol KISMET

 

Bu yazı 21227 defa okundu.


Yazarın diğer yazıları :

2 Yorum

  1. İLHAN GÜNEY dedi ki:

    hocama saygılar

  2. Abdullah Emre Nayman dedi ki:

    Yazı çok guzel fakat 2 yaşında kız hasta yazmamalı ki esprisi kalsın hikayenin saygılar…

Yorum yapın İLHAN GÜNEY :