|


Takdir Etmenin Gücü

Herbir insanın işlenmemiş bir potansiyeli olduğunu görüyorum ve daha yüksek seviyelere çıkabileceklerine inanıyorum. Bilenlere danışmak, mesleki kitapları okumak, seminerlere ve kongrelere katılmak ve gereken gayreti göstermekle maksimum potansiyele ulaşabiliyor. Net hedefleri olan, iyi bir iletişime sahip, kendini sıradanlıktan kurtarıp olağanüstü bir hale getirmeye çalışanlar, sorumluluk sahibi ve güvenilir olanlar gerçek potansiyellerine ulaşma imkanına sahip oluyorlar. Burada ihtiyacınız olan şey bir enzimdir (hızlandırıcıdır). Enzimler reaksiyonların hızlarını arttırıyorlar ve kısa sürede ürünler elde ediliyor. Yukarıda bahsettiğimiz reaksiyonlarda görevli olan enzim sınıfı kendinizi, çevrenizi takdir etme özelliğidir.

Yapılan çalışmalar işlerini bırakan çalışanların %79’unun işi terk etmelerine en önemli neden olarak yaptıkları işin takdir edilmemesini gösteriyorlar. Doğru biçimde yapılan, hedefi olan bir takdir insan potansiyelini ortaya çıkarmada en çarpıcı hızlandırıcıdır. İnsan kendi gücünün ve potansiyelinin övüleceğini ve takdir edileceğini bildiğinde değer üretmeleri önemli ölçüde artar. Yapılan büyük çaptaki bir ankete göre ‘İşinizde gerçekten istediğiniz şey nedir?’ sorusuna cevaben çalışanlar birinci sırada ‘Kariyeri/öğrenimi geliştirme fırsatları’nı; ikinci sırada ‘Takdir’i; üçüncü sırada ise ‘Ücret’I göstermişler. Çalışmanın bir diğer sonucuna göre takdir etkili bir şekilde kullanıldığında çalışanların sadakati, işlerine bağlılıkları artıyor ve daha başarılı sonuçlar ortaya çıkıyor.

İnsanoğlunun tabiatında ‘beğenilmek, kabul görmek duygusu’ bulunur. Kendimize ait katkılar için takdir edildiğimizi ve değer verildiğimizi hissettiğimiz yerlerde daha sıkı çalışırız. Değer verilen ve kendilerini bir konuda adayan kişiler kendilerine ve çalıştıkları kuruma önemli miktarlarda değer ve kazanç sağlarlar. Etkili bir takdirin dört temel bileşeni olduğu belirtiliyor:

(1) Hedef koyma, (2) İletişim, (3) Güven, (4) Sorumluluk.

Gençlerin ve kurumlarda çalışanların pek çoğu neyin değerli olduğunu bilmedikleri bir boşluk içinde iş yapar. Yönlerini kaybedenler hiçbir yerde hızlanmadan dolanıp dururlar. Çalışanlar liderlerinden bir açıklık beklerler: Açık hedefler, açık ilerleme ve açık başarı. Ayrıca geleceğe dair iyimser bir tavır. Bir lider iyi şeyleri fark etmeli ve ödüllendirmeli ve çalışanlar misyon ya da değerlere uygun hareket etmediğinde hızla harekete geçmelidir.  Yüksek ama ulaşılabilir hedefler koymak sürekli başarılı olmak için bir çerçeve sağlıyor. Şirketlerde sadece hedefler konulduğunda, personelin bunlara ulaştığı ve geçtiği keşfedildi. Açık hedefler koymadığınızda çalışanları stratejik olarak ödüllendirmek imkansızdır.

Bir liderin işi şirketin hedeflerini çalışanlara iletmek ve onları bu hedeflere ulaşmaları için motive etmektir. Eğer her çalışanı daha değerli hale getirmek için bütün vaktinizi harcamıyorsanız bu rekabetin yoğun dünyada hiç şansınız yoktur. Aksi durumda harcanmış beyinler, ilgisiz insanlar ve sıkılmış işgücü etrafımızı çevreler. Verimliliğin ve yenilikçiliğin eskisine göre çok daha önemli olduğu bu devirde, bir kurum soğuk çalışanları, liderlik edemeyen liderleri ve yönetemeyen yöneticileri kaldıramaz. Ve açık iletişim olmadan insanları yönetmek mümkün değildir. Görevlerini en iyi şekilde yapabilecek bir ortam sağlayıp danışmaya dayalı bir iletişim anlayışı benimseyin. 

Güven, insan ilişkileriyle ilgili bir nitelik olmakla beraber bir kurumun, ülkenin ekonomik büyümesini etkileyecek kadar önemli bir kavramdır. Bir toplumda güven varsa yatırımlar artıyor, yatırım maliyetleri düşüyor. İnsanların yüzde otuzundan daha azının birbirine güvendiği bir toplumda, yoksulluğun genel olarak  arttığı söyleniyor. Eğer bir çalışan bir yöneticinin yürekten ilgili olduğuna inanırsa, kendi işi ve şirketi için elinden gelenin en iyisini yapmak için motive olur. Bu da kendini adamasına ve karlılığın artmasına yol açar. Yapılan bir çalışmada insanların kendilerine nasıl davranılıyorsa öyle tepki verdikleri belirlenmiş. Kurum içerisinde güven inşa etmek isteyen yöneticiler çalışanlarına saygı duymalı, onları dinlemeli, onlara adil davranmalı ve kendi bireysel başarısından ziyade ekibin başarısını düşünmelidir.   Güvenilir liderler kendi hatalarını açıkça kabul ederler, sözüne ve vaatlerine sadıktırlar, etrafını güvenilir insanlarla kuşatırlar, etik açıdan şüpheli durumlarda tutarlı şekilde erdemli bir yoldan giderler, hangi seviyede olursa olsun hileye başvurmazlar, şirketlerinin olumlu prestijine aktif bir şekilde katkıda bulunurlar. Bu özelliklere sahip liderlerin (anne-babaların) yönettiği şirketlerde (ailelerde) en alt seviyede çalışanlar (çocuklar) bile bu özelliklerden pay alıyorlar. 

Sorumluluk sahibi olanlar işlerin yolunda gitmemesine katlanamaz. Karşı tarafa verilen sözleri ne pahasına olursa olsun tutarlar. Müşteri beklentilerinin tam olarak karşılanması için ellerinden gelen her şeyi yaparlar.  Bir denge kültüründe başarıları kutlamaya özel bir önem verilir, takdir etmek sık ve anlamlıdır ve sorumluluk duygusunu körükler. İyi yöneticiler ellerinde sopa olmadan elemanlarının sorumluluk becerisine sahip olmalarını sağlarlar. Bu kültürlerde insanlara sorumluluk vermenin bir parçası yapılmaya değer hataları tebrik etmektir. Bazı firmalar çalışanlarını hatalarını kabul ettiklerinde ödüllendiriyor. Dolayısıyla risk alabilecekleri ve kusursuz olmaları gerekmediği vurgulanıyor.

Eskilerin ‘Marifet iltifata  tabidir’ sözü her zaman geçerli olup bir kişiyi havalara uçuran şey asla para değildir, övgüdür. Mükemmelliği takdir ederseniz ondan daha fazla görmeyi garantilersiniz. İhmal ederseniz yok olur gider. Çalışanlarına sık sık ve içtenlikle ‘Yapabileceğinizi biliyorum’ şeklinde yaklaşım içinde olanlar, onların hedeflerine ulaşmalarına büyük katkı sağlıyorlar. Bir kişinin hedefine ulaşabileceğine inanmazsanız , başaramayacağı hemen hemen kesindir.

Yukarıdaki yazıları sadece iş alemi çerçevesinde değerlendirmeyin. Herkes büyük veya küçük bir gruba liderlik ediyor. Bu bilgilerin uygulanması durumunda çevremiz aydınlanır ve biz de bundan istifade ederiz. Ayrıca etkinliğimiz daha da artacak ve sonraki dönemlerimizde çok daha büyük konumlarda hizmete devam edeceğiz.

Dr. Metin YILDIRIMKAYA

Bu yazı 5518 defa okundu.


Yazarın diğer yazıları :

Yorum yapın :