|


TUS Kazanılır Mı?

Bence kazanılmaz, kazanılmamalı da.

Mal alır, satarsın aradaki fark kazançtır, iş yaparsın para verirler kazanırsın; tamam da TUS başka bir şey. Zaten okumuşsun onca yıl, belki çalışmışsın doktor olarak, sonra da istediğin bir branşta özelleşebilmek için sınıf arkadaşlarınla, rakiplerinle yarışmak zorunda kalmak, hiç adil değil.

Bence ilk soru, TUS’a neden giriyorum olmalı. Mecburi hizmetten kaçmak için, para için, etiket için, ego için vs. Kısaca cevap vereyim bu olasılıklara; hepsi geçici, çoğu da gerçekçi değil zaten.

Okul bittiğinde yirmili yılların başındasın, tek başına olduğunu hissediyorsun dünyada, mecburi hizmet tehdidi, maddi problemler, arkadaş/evlilik ve belki çocuk, aile kısaca bir sürü beklendik sorun ve bu arada halledilmesi gereken bir sorun olarak TUS. Kafa karışık, akışına bırakılmış hayatlar, kararlar ve sonuçları kontrol dışı. Hayat akış hızı artmış ve sizi bu kargaşadan çekip çıkaracak biri yoksa işiniz zor.

Bu girdaba herkes düşmez kesin, ancak kara bir gölge gibi beklemektedir bu senaryo sizi; gafil bir anda yapışmak için yakanıza.

Olması gerekeni öngörmek bu çağda zorunlu artık, kaybedilecek zaman çok değerli yoksa.

Picasso’nun bir sözü vardır; “Toy sanatçı taklit eder, olgun ise çalar"der.

TUS için önce olgun olalım, sonra da çalalım bence.

Olgun olalım, hazır olalım, kararlı olalım; ne istediğimizi bilelim. TUS’u kazanmayalım, istediğimizi alalım o sınavdan.

Çalalım; nasıl alındığını, istediğini alanlardan çalalım. Onları izleyelim, onların yollarını inceleyelim ve nasıl aldıklarını öğrenelim, hiç taklit etmeden, öğrendiğimizi kendimize uyarlayıp onların başarıya giden yollarını çalalım.

Bu yola çıkmaya karar verirken de bilelim “disiplin özgürlüktür”; istediğimizi yapabilmek için, özgürlüğümüz için elinizdeki en büyük silahı, aklımızı disiplinle hedef için kullanalım.

Bu yazı 14575 defa okundu.


Yazarın diğer yazıları :

Yorum yapın :