Herkese Merhaba
Herkese merhaba;
İnsan hayatında sayısız kilometre taşları vardır. Doğumdan itibaren önce ilköğretim ve lise. Arkasından binbir zahmetle gidilen dersanelerden sonra ÖSS.Herkesin imrenerek baktığı,yerinde olmak için can attığı bir tıp fakültesi. Hadi herşey bitti derken 5. sınıfın sonlarına doğru kendini yavaş yavaş hissettiren ve 6. sınıfta kara bir bulut gibi üzerimize çöken TUS faktörü. Olaya bu açıdan bakınca gerçekten herşey içinden çıkılması imkansız bir durum gibi görünüyor. Aslında TUS adayı olan hekim arkadaşlarımızın aklından çıkarmaması gereken çok önemli bir şey var:
Tıp fakültesini kazanan bir hekim adayı aslında ÖSS sonrasında bu ülkenin en seçme beyinlerinden birisi olduğunu kanıtlar. Böyle bir zorluğu hiç başarıyla halledememiş gibi ilk başarısızlıkta yada ilk düşük notta hemen bu başarısını unutup karamsarlıklara kapılır. Neyse zaman geçer, sınıflar ilerler ve 6. sınıfa geldiğinde Tıpta Uzmanlık Sınavı denilen yeni bir seçme sınavıyla karşı karşıya kalır. Oysa ki bu sınavda Türk dili edebiyatı, coğrafya, tarih, felsefe gibi tıp fakültesi öğrencilerinin zorlandığı derslerden soru sorulmamaktadır. Sadece toplam 6 sınıfta öğretilenler kendisinden istenmektedir. Madem bütün istenen;bir hekimden bu sınavı halletmesi ise, o zaman biz tüm geçmişi bir kenara bırakarak bu konuyla ilgili biraz konuşalım…
Bunları yazarken TUS a hazırlandığım yıllarda başımdan geçenler gözümde canlandı. Yıllar önce TUS a girdim, son 5 yıldır da bu kurumda ders anlatıyorum. Hoca olmanın kazandırdığı tecrübeyle geçen 20 yılın tüm TUS sorularını en ince ayrıntılarına kadar inceledim. Sonuçta bu soruların altında yatan mantık hakkında yeterli fikir sahibi oldum.Ve oturup şunu düşündüm: Bu sınava yarın tekrar girecek olsam ve olaya bugün ki mantık çerçevesiyle baksam çalışırken nelere dikkat ederdim? Sonuçta bazı kararlar oluştu. Sevgili arkadaşlarım TUS ta soru soran hocalarımızın art niyetli olmadıkları ortada. Tabi ki bazı istisnaları var ama böyle istisnalar her zaman her yerde olur. Bu sınav bence bu ülkede hazırlanan en sofistike sınavlardan birisi. Sonuçta emin olun gerçekten çalışan kişilerin hiçbir şekilde haksızlığa uğramadan emeğinin karşılığını alabileceği türden bir sınav. Bu durumda başarının anahtarının şunlar olduğunu düşünüyorum:
1) Öncelikle,kendinize doğru dürüst kaynaklar seçin. Ders notları bunlar için biçilmiş kaftan. Örneğin Robbins patoloji 800 sayfa ise bu kitabın TUS a hazırlanmış ders notu yaklaşık 350 sayfa. Tüm dersleri bu şekilde düşünürseniz sonuçta günümüzde artık textbook okumak yerine onların saflaştırılmış versiyonlarını okumak şart.
2) İkinci şart,hergün mutlaka çalışmaya zaman ayırmak. “Bugün şu işim var, bugünün süresini yarın telafi ederim” düşüncesi sizin en büyük düşmanınızdır. Bunu asla unutmayın. İster gündüz profesyonel çalışın, ister anne olun, ister baba olun, eğer uzman olmayı kafanıza takmışsanız bunun bir şartı var. Bu şart da başarı için bazı şeylerden feragat etmek, en azından birkaç ay.
3) Üçüncü şart,bu adamlar TUS ta ne sormuş ne sormamış bilmek, kısaca TUS sorularına hakim olmak. Bakın bunun iki amacı var: Birincisi her TUS ta ortalama 40-50 civarında gelen eski soruları kaçırmamak; ikincisi ise soru soran hocaların mantığını anlamak. Bunun için piyasada bulunan Tüm TUS soruları serisi bulunmaz bir nimet. Hem eski sorular, hem de soru açıklamalarını bilmek açısından mükemmel bir kaynak.
4) Son şart,eğer vaktiniz varsa bol bol tekrar yapmak. En azından yapabildiğiniz kadar.
Sevgili arkadaşlarım sizlere tüm samimiyetimle söylüyorum. Bu dört şartı harfiyen yerine getirip de istediği bölümü kazanamayan hiçbir aday görmedim bugüne kadar. Unutmayın tüm adaylar için “yetiştirememek” altın kuraldır.Ve yine tüm adaylar aynı şartlarla yarışmaktadır.Dolayısıyla kendine güvenmek asıl olandır. Şundan eminim ki bu hevesin, isteğin karşılığı da sınavda en sevdiğiniz bölümlerden birisi olarak size geri dönecektir. Hepinize saygı,sevgi ve başarı dileklerimle…..
Dr. Tolga BİÇER
Bu yazı 11058 defa okundu.
Yazarın diğer yazıları :
emeğinize sağlık hocam..