|


Kazanmayı Hak Ediyorsunuz…

Çok küçük doğmuş prematüre bebekler için, “Bundan adam olur mu?” diye geçirirsiniz bazen içinizden. Günlerce hastanede yatarlar, kuvözde kalır, solunum cihazına bağlanırlar. Başından bir sürü macera geçtikten sonra, gün gelir taburcu edersiniz. Ancak, 3-4 yıl sonra, odanızın kapısı çalınıp ta, “Doktor bey, bizi hatırladınız mı?” diye içeri giren ailenin yanındaki, cin gibi bakan, oldukça iyi gelişmiş sevimli çocuğun, yıllar önce size ve ailesine zorlu günler yaşatmış olan prematüre bebek olduğunu inanmakta biz bile zorluk çekeriz. İşte o anlarda, o ailenin gözlerindeki mutlu ifadeyi alıp saklamayı hep hayal etmişimdir; yeni bir prematüre bebek servise yattığında, korku ve umutsuzluk içindeki ailelere gösterebilmek için.

Aynı sıkıntıları bir yenidoğancı olarak bizzat kendim yaşadım. Kızımıza kardeş düşündüğümüzde, Allah’ın bize ikiz bebek nasip edeceğini nerden bilebilirdik ki. Evet ikiz bebeğimiz olmuştu. Ama prematüre doğdular, 32 haftalık. Birisi 1500 gram doğdu ve bir yenidoğancı babaya yaşatılabilecek ne kadar korku varsa hepsini yaşattı. Respiratuar distress sendromu nedeniyle ventilatöre girdi ve surfaktan tedavisi aldı. Nekrotizan enterokolit oldu. İleus gelişti ve günlerce beslenemedi. O günlerde ne büyük sıkıntılar çekmiştim. Günler, hatta saatler geçmiyordu. Allahım bu günler geçip de bebeklerim büyüyüp adam olacaklar mı diye geçirirdim içimden. Aynı sizin şu anda, Allahım, bu günler geçip de sınavı kazanıp asistan olabilecek miyim acaba diye içinizden geçirdiğiniz gibi. Günler göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor. Ancak o günleri en verimli şekilde değerlendirmek, geri dönüp baktığınızda, iyi ki bu günleri yaşamışım diyebilmeniz için oldukça gerekli.

İçinizden mutlaka tamam bu günler geçecek de sınavı kazanabilecek miyim diyen birçok kimse çıkacaktır. Elbette kazanacaksınız. Sizin kazananlardan ne farkınız var. Ben de kazanacağım diyebilmeli, içinizden geldiğince haykırabilmelisiniz. Çünkü bunu hak edeceksiniz. Çünkü emek veriyorsunuz, çünkü çaba harcıyorsunuz. Başkaları hafta sonu gezerken, boş vakitlerinde eğleniyorken, sizler ders çalışıyorsunuz. Hakkını vererek yapılmış çalışmalar karşılıksız kalmaz. Önce buna inanın. Kendinize de inanırsanız kim tutar sizi. Hani o kapımızı çalan prematüre bebek ve yanındaki ailenin mutlu yüz ifadesi vardı ya alıp saklamak istediğim, korku ve umutsuzluk içerisindeki ailelere gösterebilmek amacıyla. İşte o mutlu ifadeyi siz de daha önce kazananlardan almaya çalışın. Onlarla konuşun ve onlardan destek alın. Onlar size mutlaka şunu diyeceklerdir “o sıkıntılı günler bu mutlu günler içinmiş”.

Ramazan bayramında Ankara’da hafta sonu grubunda bilimsel toplantım vardı. Derse girerken arkadaşlara beddua ettim. “Bu bayram tatilinde beni buraya getirdiniz ya. İnşallah bundan sonraki Ramazan Bayramında siz de nöbette olursunuz” diye. Şaka bir yana, inşallah hepinizi önümüzdeki yıl, Türkiye’nin herhangi bir hastanesinde nöbet tutar görmeyi diliyorum.

Dr. Nurullah Okumuş

Bu yazı 4926 defa okundu.


Yazarın diğer yazıları :

Yorum yapın :