Meyveli ağacı taşlarlar

Kursiyer sayımızın çokluğu neden acaba? 

1. Kaliteyi, en iyiyi istedikleri,
2.  Tek fırsatları olduğu,
3. İşlerini şansa bırakmak istemedikleri için olabilir mi?

Bunu söyleyenler; zaten kalitemizi de itiraf etmiş olmazlar mı? Onlara şunu sormak gerekir: "Tamam 58 kişi olmasa da olur, siz de Eylül 2021 sınavında fakülte derecesi olmayan ama ilk 100'e giren 5 kursiyerinizi gösterin."

Öncelikle, hiç bir ilde derece sınıfı diye bir uygulamamız yok.

Tüm fakültelerin neredeyse tüm dereceleri bizi tercih ediyor. Her kurum ücretsiz almak istiyor ama onlar, yüksek puan almış asistan büyüklerine de sorup en iyi ve en kaliteli olanı seçiyorlar. Doğal olanı da bu. Ayrıca; fakülte derecesi olmasa bile, süreç içinde farklı yollarla kendini ispat eden her kursiyerimize bu yol açıktır.. Biz de onlara, birikimlerine ve seviyelerine uygun bazı uygulamalar yapıyoruz:

1. İstedikleri takdirde YDUS kitaplarımızı dahi hediye edip okumaları için rehberlik ediyoruz..
2. Kurmuş olduğumuz Whatsapp grupları sayesinde yeni basacağımız kitapları önce onlarla paylaşıyor, baskı öncesi okumalarını sağlıyor ve çok faydalı geri bildirimler alıyoruz. Böylece, onların da diğer tüm kursiyerlerimize faydalı olmasını sağlıyoruz.
3.  Kurulan bu iletişim ağı ile geribildirim vermeleri sebebiyle, hocalarımıza da doğrudan soru sorup tartışma ve öneri fırsatı oluşuyor ki bu da çok normal...

Bu, kursiyerlerimize eksik bir şey yaptığımız anlamına gelmez elbette. Bu konuyu, gizli saklı ya da ayıplı gibi gösterip mide bulandırmaya çalışmayı, sektördeki kurumların bitimsiz kıskançlığına bağlıyor ve gülümseyip geçiyoruz. Unutmayalım, bu arkadaşlarımız 200 neti geçmiş, bütün notları defalarca tekrar etmiş, on binlerce soru çözmüş ve özel bir çalışma temposu olan insanlar... Bu aşamada elbette ihtiyaçları, talepleri daha ayrıntılı olacaktır.

Öncelikle; böylesi harika sonuçlar, bizim başarımızı gösterir. Sadece ilk 10'da değil, ilk 100'de de ilk 1000'de de neredeyse her 3 kişiden ikisi TUSDATA'dan. Bu durum, Dermatoloji asistanları arasında da, Mikrobiyoloji için de, Dahiliye için de böyledir, hem de yıllardır böyledir...
Ama, son yıllarda komplo teorilerine verilen prim, toplumda oluşmuş hassasiyetleri pervasızca suistimal eden simsarların ekmeğine yağ sürüyor malesef.. Hiçbir ispat ve delil olmadan, çamur atarak zihinleri bulandırmak
kolaylaşıyor.
İftira atmak acizlerin işidir ve çok çirkin bir davranıştır. Bu, en önce dereceye giren hekim arkadaşlarımızın emeklerine yapılmış çok büyük bir haksızlıktır. Sağlıklı bir zihinle düşündüğümüzde dereceleri çıkarmamızın üç önemli sebebi
olabilir mi?

1. TUS'u ve mesleğini ciddiye alan derece adayı ve başarılı öğrenciarkadaşlarımızın neredeyse tümümün bizi tercih etmesi...
2. İşimizi; her açıdan, saygı duyarak, çok çok iyi yapmamız...
3. Başarılarıyla konuşamayanların, çaresizliklerini maskelemek isterken, bizi karalama çabaları..

20 yıldır hep şampiyonlar çıkartacaksınız, en iyi hocalarla çalışacaksınız, hem tecrübeyi hem de ortak aklı çalıştıracaksınız, YDUS kursları yapacak kadar üst düzey olacaksınız, yine şampiyonlar çıkardığınız sınavda soru yaptıramamış olacaksınız. Sizce ne kadar inandırıcı?... Bu iftirayı dillendirenlere -ki kimler olduğunu anlamak çok kolay- üç şey söylemek gerekiyor:

1. Son 5 yıldaki şampiyonlarınızı sayın. Bırakın birinciyi, ilk onu, ilk 50'ye soktuğunuz insanları gösterin. Eğer notlarınız ve hocalarınız, harika, muhteşem, efsane ise hani başarı? "Sorun kursiyerimizde” mi diyeceksiniz?
   Öyle ya; "Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz."
2. TUS sorularını yayınlama hakkınız dahi yokken, "Şu kadar soruya net referans verdik." iddianızı nasıl ispat edeceksiniz?
3. Bu ülkenin en zeki insanları doktor oluyor, bu iftiralara ve kuru laflara prim vermezler, işinizi çok iyi yapmadıkça size inanmazlar, farkında mısınız? Bunlarla uğraşacağınıza; işinizi, geliştirmek için çaba harcasaydınız, bizden çok kursiyerlerinizi düşünseydiniz ne güzel olurdu....

Bu not, başarılarını somut olarak ispat etmiş bir not. Tartışmaya bile gerek yok. Zaten, on binlerce sayfa ifadesi de baştan sona yalan... 

Not için aslolan;

• yeterli olması,
• güncel olması,
• öğrenmenin nörofizyolojisine uygun olması
  
• kolay takip edilebilir ve
  
• kolay edilebilir olması yani "KULLANICI DOSTU" olmasıdır.

Bizim notlarımızın ayırdedici bazı özellikleri:

1. Kolay takip edilsin ve okunsun diye çok rahat bir sayfa düzeni uyguluyoruz. Sayfanın üçte bir dış kenarlarını olası not almalar için boşluk bırakıyoruz. Tablo ve şekilleri en rahat ve net okunacak boyutlarda tasarlıyoruz.
   
2. Notun en başında TUS sorularının spotları, birer saatlik konuların sonunda hızlı tekrar spotları var. Fasikül sonlarında da Fasikül Denemeleri...
   
3. Birer saatlik konuların sonunda, hem çıkmış hem de beklenen sorular var. Sadece 11 ders notumuzda tam 15.537 soru var, dile kolay, yani her branş için yaklaşık 1.400'er soru...
   
   Şimdi; bu kadar özenli notlar varken, sayfa sayımız az görünsün diye, soruları spotları şekilleri silip sıkışık not düzenine geçmek tutarlı olur mu, yakışır mı?
   Sırf not maliyetleri az olsun diye de bunu yapamayız, yapmayız. Arif olana bu kadarı kafidir.

Bir kara propaganda algı cümlesi daha... .Kampanya broşürlerimizde ve duyurularımızda hangi kitabı ne zaman vereceğimiz açıkça yazılıdır ve tam o tarihlerde veririz. Bazı detayları açıklamak konuyu berraklaştıracaktır.

1. Bize göre TUS çalışması 4. Sınıfta başlar. Dördüncü sınıfın klinikleri bu sınıfta halledilebilir. Bu sebeple, üçüncü sınıfın sonunda bazı kaynakları vermeyi doğru buluyoruz. En önemlisi, bu kaynaklar o an satışta olan güncel baskılarımızdır. Bunlar:
      -PROSPEKTUS dört büyük staj kitabı (Stajda kullanılır ve offline ile birebir uyumludur)
      -Prospektus Tüm Tus Soruları: Stajlar esnasında eş zamanlı TUS sorularını halletmek yol aldırdığı için stajların hemen öncesinde, işe yarasın diye, veriyoruz. Çok gariptir ki TUS sorularını hediye etmeyi bırakın yayınlama hakkı dahi olmayanlar, "cambaza bak" misali 11 cilt TUS soruları kitabını size eski veriyorlar diye acizce propaganda yapabiliyorlar.
      -Meditus Soru Kitabı Serisi: Açıklamalı güncel sorularla konuları pekiştirmeniz için.Pek çok kursiyerimiz bu kitaplardan oldukça fazla yararlanır.
   Elbette; beşinci sınıfa gelindiğinde, bu kitapların yeni baskıları basılmış olacaktır, bu çok normaldir. Bu durum, kitapların kullanılamaz olduğunu mu gösterir?
   Maliyetleri ve boyutları aynı olan kitapları erken vererek nasıl bir aldatma ya da kar yapmış olabiliriz?
   
2. Asıl kaynak olan ders notumuzu beşinci sınıfta kurs başlarken veririz. Çünkü o notu o zaman kullanmak gerekir.
   
3. Eğer bir notumuzda gerçekten majör bir yenilenme olduysa, altıncı sınıftaki tekrarda o notu yeniden veririz.

TUSDATA'da her şey, yerinde ve kararında yapılır. Başarımızın sırrı da buradadır zaten.

Önce şu gerçeği not edelim: ÖSYM, TUS sorularının basımı hakları için çok yüksek bedeller talep ediyor. Bu bedeli ödeyen herkes yayın hakkını alabilir. Ve bu bedelleri sadece biz ödedik.

Soruya gelince; Bizim iki ayrı konseptte Tüm Tus Soruları kitabımız var. Bunlar:
  -Klinisyen TTS, her soruyu ayrı açıklıyor ve detaylar veriyor.
  -Prospektus TTS ise aynı ve çok çok benzer soruları alt alta koyup tek açıklama ile komple öğretmeyi amaçlıyor.

Bu iki konseptin bize maliyetleri neredeyse aynı, çünkü en önemli gider telif maliyeti. Hocalarımız bu ikinci konsepti daha yararlı ve tekrar edilebilir buldukları için tam 11 cilt PROSPEKTUS TÜM TUS SORULARI'nı kampanya şartlarına uygun olmak şartıyla öğrenci kursiyerlerimize hediye ediyoruz...

İki ayrı TTS serimiz ile ilgili gerçekler şunlardır:

1. Her iki TTS de satın aldığımız tüm sınav sorularını, orijinal olarak içermektedir.
   
2. Her iki TTS'deki sorular ve açıklamalar güncel bilgilerle uyumludur..
   
3. Her iki TTS'den çalışan da kolayca sınavı kazanır.

Kaldı ki; telif haklarını aldığımız için Son TUS'ların orijinal kitapçıklarını da kursiyerlerimize zaten veriyoruz ve eksik soru kalmıyor.

Bu iddia, gerçeği yansıtmamaktadır. Tusdata'da her bir program kursiyerimizin başarısına maksimum katkı sağlayacak şekilde sunulur. Kamplarla ilgili güncel uygulamamız şöyledir:

1. 24 günlük uzun SPEETUS KAMPI'mız; son dönemde herhangi bir kursa gitme imkanı olmayan pratisyen hekimleri hedeflenmektedir. Uzun dönem notlarımız hızlıca anlatılmaktadır. Bu kamp; son iki yıl zaten canlı kursumuza gelmiş öğrenciler için anlamlı değildir.
      - Tam son düzlüğe girerken, her derse tekrar için aynı gün sayısını ayırmak mantıksız ve zaman kaybı olabilir.
      - Kamp için Ankara İstanbula 24 gün gelmek aşırı masraflı ve kursiyerin düzenini bozduğundan katılım düşük kalmaktadır.
      - Zaten bu dersler Offline'da vardır ve hızlandırılarak kolayca dinlenebilmektedir. Öğrenci arkadaşlarımızın bu kampa gelmesinin anlamsız olduğunu bile bile, bu kampı öne çıkarmak aslında "kandırmaca"dır.
   
2. Biz ise; iki kez dinlemiş kursiyerlerimizin ihtiyacı olan şekilde özel olarak hazırlanmış 14 günlük Hızlı Tekrar KAMPI'nı ve 7 günlük VAKA KAMPI'nı hediye olarak veriyoruz
   
3. Bu iki kamp ANKARA veya İSTANBUL'da canlı yapılır ve diğer şubelerimizde izlettirilir ki gereksiz masraflar (otel, vs.) olmasın.
   Kendinize sorun; size her açıdan maksimum fayda sağlayacak olan bu değil midir?  

Kime göre, neye göre yüksek? Bir iphone 14 max pro 40.000 TL?
Bir de zaten aslolan şey kalite değil midir? Mercedes de araba satıyor, DACIA da... 
Sıradan bir üniversite dersanesi bile 25-30.000 TL. O da 9 aylık süre için. En ucuz özel Tıp Fakültesi bile yılda 80.000'den başlamıyor mu? Not yok, kitap yok, offline yok vs. Ayrıca aşağıdaki üç nokta bizim fiyat politikamızın temel unsurlarını belirler. Bunlar:

1. İnsanların fark edemeyeceği detaylardan dahi kısmadan, kaliteden asla taviz vermeden ve en nitelikli hocalarla çalışırız. Daha kötü üretmeden daha ucuza sunamazsınız.
   
2. Açıkladığımız fiyatları uygulamamız dürüstlüğümüzün göstergesidir. Siz; kapalı kapılar ardında farklı fiyatlar uygulayarak, sizi aldatmamıza razı gelir miydiniz?
   
3. En önemlisi; öğrencilikte ödeme gücü düşük olanlar için, zaten mezuniyet sonrasında dördüncü aydan başlamak üzere kolaylaştırılmış ödeme seçenekleri sunuyoruz. Öyleyse, dürüst ve kurumsal olmak en doğrusu değil mi?...

Dersaneye kayıt olan kursiyerlerimize verdiğimiz kaynaklar açıktır, alenidir ve biz onlarla gurur duyuyoruz. Çünkü her biri TUS hazırlığının kıymetli bir aşamasına yöneliktir ve faydaları kanıtlanmıştır.

1. Bizim 11 notumuz var ve ana kaynak budur. Sadece dört branşta birer hocamız genel not yerine, anlatırken uyguladığı kurgusal farklardan dolayı, kendine ait notlarını anlatıyorlar. İçerikler ise aynı.
   
2. Kursiyerlerimize verdiğimiz diğer tüm kaynaklar soru kaynaklarıdır. Kural net: Tek kaynak, çok tekrar ve bol soru... Her kaynağımız bu amaca hizmet eder.
   
3. Bu kaynakları hangi programla ve nasıl kullanacağını kursiyerlerimize detaylıca anlatıyor ve sonuçlarını başarı olarak alıyoruz. Güneş balçıkla sıvanmaz.

Önce, aşağıdaki listeye bir göz atsanız sonra konuşsak...
İletişim kanallarının bu kadar geliştiği bir dünyada bunu yapabilir miyiz? Herkes herşeyi anında öğrenebiliyor. Her zaman ispatlayabileceğimiz gerçekler şunlardır:

1. Üç büyük ilde bu yıl ya da geçen yıl ders anlatmamış hiçbir hocamız hiçbir şubemizde ders anlatmaz.
   
2. “Erişkin Öğrenme Yöntemleri”, “Soru Hazırlama Teknikleri” gibi profesyonel eğitimlerden geçmeyen hiç bir akademisyen TUSDATA'da asla ders anlatamaz.
   
3. İnsaflı ve gerçekten ölçmek için sorulan soruların tamamını derste anlattığını kendi offline kayıtlarından ispat edemeyen hiçbir hoca TUSDATA'da bir daha ders anlatamaz.

Tıpkı notlarımız, kitaplarımız, hocalarımız gibi çok gurur duyacağımız bir offline sistemimiz var. Çünkü:

1. Offline çekimlerimiz en güncelidir. Eğer bir not yenilenmişse o notu anlatan hocamızın ikinci anlatımında offline yeniden çekilir ve bilgisayarlara yüklenir.
2. Offline sistemimizde son 10 yılın TUS SORULARINın analizli video çekimleri vardır.
   

Google'a "satılık TUS offline" yazın. TUSDATA hariç diğer tüm kurumların offline görüntülerine kolayca ulaşabilirsiniz. Bizim ise bir saatlik bir görüntümüzü bile bulamazsınız. Çünkü kayıtlı kursiyerlerimizin hakkını koruyabilmek için çok özel güvenlik yazılımları kullanıyoruz. Offline sistemimize neden çamur atıldığını anlamak çok kolay değil mi?

Doğrudur, sadece hangi hocayı dinlemişlerse, kendi şubesinde onu açıyoruz. Çünkü;

1. Bizim hocalarımızın anlatımı ve niteliği sonuna kadar yeterlidir, B planına ihtiyaç yoktur ve zaman, fantezi yapılacak zaman değildir. Nasıl ki birden fazla nottan çalışmak zaman israfıdır, birden fazla kurguda dinlemek de zaman israfıdır. Faydadan çok zararı vardır. Tek kaynak çok tekrar prensibi burada da geçerlidir.
   
2. "Tüm hocalarımızın offline'ı açık” diyenler, “o ile giden hocaların yetersizolduğu" fikrini en baştan şuur altında kabul etmişlerdir.
   
3. Offline sistem, eğitimin ana unsuru değildir. Aslolan yüz yüze eğitimdir. Çünkü dersaneye düzenli gelmek, hem motivasyon hem de sağlıklı-sürekli çalışma planı açısından çok önemlidir. Herkes istediği yerde offline dinlemeye kalktığında kaos ve karmaşa olur. Kaostan başarı çıkmaz. TUS, her şeye ulaşabilme hakkı olmakla değil, düzen ve disiplinle kazanılır.

Sadece offline'a güvenmek çoğu zaman kişinin kendini kandırmasıdır, spor salonuna yazılmak gibidir. Salon her daim oradadır ama sizi oralarda gören pek olmamıştır.

Bu gerçek değil... Gerçek olanı TUSDATA kursiyerleri;

1. Canlı Ders
   
2. Online Eğitim Platformu (Kişisel bilgisayarlardan)
   
3. Şubede Offline
   
4. Devasa bir Mobil portal ile cep telefonlarından KOMPLE bir şekilde TUS'a hazırlanırlar.
   

Ve, bu platformdan hiç birisi göstermelik değildir, içerik olarak dolu doludur. Detaylarını şubelerimizden öğrenebilirsiniz.

Anlatacak hikayeleri olmayanlara iş mi yok?
İşin aslı şudur: Bu videolar, 2007 yılında yaptığımız 4 günlük bir kurum içi eğitim çalışmasından montajlanmış kötü niyetli ve kelime kelime kesilerek hazırlanmış kara propaganda amacı güden videolardır.

1. Bir kurum ya da temsilcisinin, kendini ifade etmek yerine, rakibi karalayıcı yöntem ve ifadeler kullanması etik dışıdır, ayıptır ve acizliği gösterir. Hatta 12 yıl geçtikten sonra dahi bu videolara sarılmak daha da büyük acizliği gösterir.
   
2. Eğitimimiz kalıcı olsun diye kendi kameralarımızla çektiğimiz ilgili görüntülerin; eksiksiz (montajsız) halini yıllar önce tüm Türkiye ile web sitemiz üzerinden paylaşmış ve kötü niyetli montajı açığa çıkarmıştık. Yine izlemek isteyen meslektaşlarımızı şubelerimizde ağırlamaktan memnuniyet duyarız.
   
3. Bu tarz yöntemlerin kullanılması yoluyla, meslektaşlarımızın algı ve seçimlerini yönetme gayreti, ülkemizin en zeki popülasyonunun zekasını yok saymak anlamına gelmez mi?
   

Ayrıca belirtmeliyiz ki bu videoların paylaşılması hukuken suçtur ve bu suçu işleyenlerle ilgili kanuni haklarımız saklıdır.

40 ilde 61 şubemiz var ve hepsi de en merkezi yerlerde. 3 yıldan fazladır tüm istihbarat ve emniyetiyle devletimiz, bunlarla çok haklı ve güçlü bir mücadele yürütüyor. Ve, biz kripto kalabiliyoruz, öyle mi? Bu kirli iftiralara ve algı cambazlığına elbette üzülüyoruz, böylesi iftiraları atanlarla hukuk çerçevesinde mücadele ediyoruz. Asıl cevabımızı da sahada ve başarılarımızla vermeye gayret ediyoruz.
Peki, neden böyle "fısıldanıyor"? Elbette acizlik ve çaresizlik. Kalitesizliği ve başarısızlığı; toplumun hassasiyetlerini suistimal ederek, maskeleme gayreti... Er meydanında yenilikleriyle kaliteleriyle yarışamayanlar meyveli ağacı taşlayacaklar.

Başarısızlık ve çaresizlik insanlara neler söyletebiliyor, siz karar verin, "Meyve" mi, "Taş" mı?

Tamamen kuru iftira, yanlış yönlendirme... Aklın yolu birdir. Çıkmış sorular, çıkacakların yol haritasını gösterir.

1. Soru hazırlamaya giden her hoca; benzer noktalara özellikle dikkat edecektir. Aynı şeyi farklı kelimelerle soracaktır. Sonuçta bir hekimin bilmesi gereken bilgiler ve "Çekirdek Eğitim Programı" bellidir.
   
2. Şu ana kadar 65 TUS sınavı yapılmış ve temel bilgilerin tamamına yakını, "bir hoca gözü ve yaklaşımıyla" test edilmiş. Neredeyse sorulmadık bir şey kalmamış. Değişecek olan şey "soru tipi" ve "sorgulama şekli❞ olacaktır. Örneğin akut apandistten ne sorabilirsiniz ki: Tanı, tanı yöntemi, hikaye, ameliyat ve komplikasyon... Şimdiye kadar bunları nasıl sorduklarını bilmek önemli değil midir? Komite sınavlarında bile çıkmış sorular çok önemli değil mi?
   
3. Buyrun 2019'da ve 2020'de yapılmış iki sınavın istatistikleri..

Şimdi; gerçeği ve kara propagandayı gördünüz. Bedeli yüksek diye telif haklarını bilerek almayanlar tarafından bu söylentilerin ortaya atıldığını da kolayca görebilirsiniz. Bir düşünün; işine ve kursiyerine saygı duymak, bu soruların telif haklarını almayı gerektirmez mi?
Ne demişler: Kedi, ulaşamadığı ciğere pis dermiş...
Karar sizin...

Pandemi sürecinde;

• Devasa bir online eğitim modülü kurduk.
• 11 Maddeden oluşan bu eğitim portalını 7/24 ulaşılabilir ve açık tutttuk.
• Gerçek dersleri de bölüm bölüm açarak tüm sınıflarımızda TUS programını eksiksiz tamamladık.
• Dönem 3 ve Dönem 4 kursiyerilerimiz kalan sınavlarına ve stajlarına bizimle online eğitim portalımızı kullanarak, hazırlandı.
• Notları yanında olmayanlara PDF ile destek olduk.
• Binlerce açıklamalı soru videosu sunduk.
• Pandemi sürecinde eğitim için 7/24 teknik destek olduk