|


MALPRAKTİS DENEN DERT !..

Son zamanlarda sıkça kullanılan ve ne yazık ki tıp uygulamalarıyla özdeşleştirilmeye çalışılan malpraktis (malpractice) sözcüğü, aslında her meslekteki hatalı, yanlış uygulamaları kapsamaktadır. Şöyle ki; hukuki malpraktis, mimari malpraktis de söz konusudur. Ancak; ne yazık ki, günümüzde diğer alanlarda yapılan ve ülkemizi hem içeride hem de dünyada çok olumsuz etkileyen birçok malpraktisten söz edilmezken medyanın ve egemen güçlerin etkisiyle tıbbi malpraktis daha çok öne çıkarılmaktadır.

Dışarda, malpraktisin tanımı şöyledir; “ Bir meslek mensubunun mesleğini, toplumda mesleğin ortalama basiretli ve saygın bir mensubunun her şart altında uygulaması gereken bilgi ve beceri ile uygulamaması sonucu, hizmetten yararlanan kişiye bir zarar vermesi ” ..

Ülkemizde ise, “hekim hatası”, “doktor hatası”, “tıbbî hata”, “tıbbî hizmetlerin kötü uygulanması”, “tıbbî yanlış uygulama” gibi kavramlar kullanılmaktadır. “Tıbbî hata”yı bir doktorun tedbirsizlik, dikkatsizlik, meslekte acemilik veya kurallara uymama sonucu tedavi ve bakım standartlarına uymayan davranışları ile hastasına zarar vermesi” olarak tanımlamak mümkündür.

Hastanın tanı ve tedavisi sırasında ortaya çıkan istenmeyen durumların hepsi malpractise veya “tıbbi hata” olarak nitelendirilmemelidir. Tıbbi malpractise ya da tıbbi hata; “Bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeni ile bir hastanın zarar görmesi; hekimliğin kötü uygulaması” olarak tanımlanmaktadır (TTB Etik İlkeleri madde 13).

Bu tanım yasadaki “tedbirsizlik, dikkatsizlik, meslek ve sanatta acemilik” kavramlarıyla örtüşmektedir. Malpractise “Bir doktorun itinasızca veya yanlış tedavisi” olarak da tanımlanmaktadır.

Tıbbi terminolojide sıkça kullandığımız komplikasyon ise “Bir hastalığın seyri esnasında oluşan ikinci bir hastalık, mevcut hastalığa eklenen diğer bir hastalık veya bozukluktur”. Komplikasyonun yasal uygulamadaki karşılığı bazı yazarlara göre “İzin verilen risk” olarak yorumlanmıştır. Bu tanıma göre; hekimin tıbbın kabul ettiği normal risk ve sapmalar çerçevesinde davranarak gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen ortaya çıkan istenmeyen sonuçlardan yasal olarak sorumlu olmayacağı belirtilmektedir.

Başka bir anlatımla hastanın tanı ve tedavisi sırasında gelişen istenmeyen durumlar bazen olaya eklenen başka bir hastalık şeklinde tanımlanabilen “komplikasyon” şeklinde bazen de uygulanan tedavideki eksiklikler veya ihmal nedeniyle ortaya çıkan istenmeyen durumlar şeklinde tanımlanabilen “tıbbi hata” şeklinde görünmektedir.

Her ne olursa olsun, insanın olduğu her yerde hata da olacak elbet. Ancak; işte doktorunkine tolerans yok.

Bu yüzdendir, iki senedir, hekimlerimizin Tıpta Uzmanlık arayış hikayesinde, Malpraktisin büyük rol oynadığını görüyoruz. Hatta birkaç primer etkenden biri.

Herkes, 1. Kolay bir branş olmasını, 2. Kolay branşın bal – kaymak hocası olmasını, 3. Bal – kaymak hocası olan kolay branşın nöbeti olmamasını, 4. Nöbeti olmayan, bal – kaymak hocalı kolay branşın, iyi para kazandırmasını, 5. İyi para kazandıran, nöbeti olmayan, bal – kaymak hocalı kolay branşın, malpraktissiz de olması istiyor.

……Tabii !…..Güzel olan da budur zaten…….

Ama hangi branş vardır ki böyle olan ?

Bazen soruyorum, malpraktisi olmayan bir branş var mı bildiğiniz ?” diyorum. Herkes bana “Anatomi” diyor. J Ben daha önce bunu düşünmemişim gibi.

Malpraktisin daniskası vardır Anatomide. Bir yanlış bilgi, bir yanlış söz, cümle kelle götürür. Teorik bilgi, telafisi yok.. “Pardon” u olmaz..

Kadın Doğum için dünyaya gelmiş doktor, sırf malpraktis yaparım diye seçmiyor artık. “Niye ?” diyorum, “malpraktis yaparsam” diyor. “Yapma” diyorum, “Aaa ?” diyor.. Aklına bile getirmemiş malpraktis yapmaması gerektiğini..

Denilebilir ki en fazla ceza Kadın Doğum’da var..

Eee? Gene yapmayın !.. .

Malpraktis başka komplikasyon başka kardeşlerim.. Malpraktisi komplikasyonla karıştırmayın..

Malpraktis yaparsanız da cezanızı ödeyin kardeşim.. Ama beni mutlu edecek branşı, ben malpraktis yaparım diye neden seçmeyeyim ?!.. Demirden korkup trene binmemek gibi geliyor bana..

Burada şu da söylenebilir : “Biz birsey yapmasak da , hasta yakınları ya da hastanın kendisi bizi şikayet ediyor !”..

E şimdi ne olur ki ? Mahkemeye çıkarsınız, hakim olayı çeşitli birimler göndererek görüş alır ( Tıbbi Etik Kurulu, Sağlık Bakanlığı Hakem Hastaneleri, Sağlık Kurulu Başkanlığı gibi.. ).. Siz işinizi doğru yaptıktan sonra, ne gelir başınıza soruyorum ne gelir ? Bu ülkede evet herşey, değerler, yargılamalar, kararlar, kararlara etkiler tartışılabilir, ama emin olun “DOĞRULUK ASLA ŞAŞMAZ !”…..Emin olun, bu ülkede doğrular, doğruluk denen şey var.. Aklanırsınız…….

Tıbbın her branşında var malpraktis tehlikesi veya tehditi.. Olmayan branş yok….Teorik veya pratik….Var !….

Ne yapalım ? Vaz mı geçelim ?.. Asla.. Ne istiyorsanız, sizi ne mutlu edecekse o branşı seçeceksiniz.. Yolu yok…İşinizi doğru yapın ! Kafalar başka yerde olmayacak işte olacak.. İşinizi iyi öğrenir, emek harcar, yorulur ve elinizdeki işi – ne olursa – ciddi yaparsanız, AKLINIZ İŞİNİZDE OLURSA emin olun, artık iş malpraktisden çıkıyor, komplikasyona giriyor !.. Herhangi başka bir iş için de geçerli değil midir bu ? Pilotların malpraktisi daha mı hafiftir bizimkinden ? … Bedeli de daha ağırdır !.. Evlilikte, annelikte, babalıkda malpraktis yok mudur ?.. Bunların bedeli ?

Yaşamın her alanında malpraktis var..

Malpraktis’den korkanın, mesleğinde mutluluğu yakalama şansı da olamaz !..

Sağlıklı, Mutlu, Malpraktis’den uzak günler dilerim..

Dr. Erdinç TUNÇ

Bu yazı 12797 defa okundu.


Yazarın diğer yazıları :

Yorum yapın :